Ülkemizde her sene mezun sayısında bir artış görülmektedir. Eğitim seviyesinin artması ile bir ülkenin kalkınması daha kolaydır fakat atanamayan ve atama bekleyen adaylar için durum gittikçe zorlaşıyor.



***



81 ilimizin tamamında üniversite bulunmakta ve her üniversitede on binlerce öğrenci eğitim görmektedir. Yani on binlerce öğrenci ile ülkemizde bulunan özel ile devlet üniversitelerini çarptığımızda her sene yüz binlerce adayın mezun olduğu görülmektedir. Peki bu durum iyi mi kötü mü?



***



Gelişmiş ülkeler için böyle bir durum gurur vericidir. Fakat bizim gibi gelişmekte olan ülkeler için iyi yönü olduğu gibi kötü yönü de bulunmaktadır. Türkiye'nin eğitim seviyesinin gelişmesi ile kalkınmamız daha kolaylaşıyor ve işini bilen nitelikli personel sayısı daha da fazlalaşıyor. Fakat öğrenciler açısından baktığımızda atamaların daha zor olduğu görülmekte buna bağlı olarak kadrolarda yığılmalar gözlemlenmektedir.



***



Çözüm var mı?



***



Maliye Bakanlığı başta olmak üzere pek çok Kamu Kurumu çalışmalar için görüşmelerine devam ediyor fakat işsizliğin önüne geçmek ve adayların daha kısa sürede atanabilmesi için yeni çalışmalar yapılamadı. Kadroların artmasını adaylar beklerken her sene daha da üzücü haberler geliyor. Çünkü kadrolar incelendiğinde alımlar daha da azalmakta ve atama puanları tavan yapmaktadır. Hal böyle olunca adaylar özel sektöre girmek zorunda kalıyor.



***



Pek çok bölümden mezun olan adaylar artık Kamu Personeli Seçme Sınavına dahi girmeye gerek duymadan direkt özel sektörde kendisine uygun bir iş bakıyor. Yani kısacası adaylar akıllarından atanmayı siliyor ve atanmayı unutmuş oluyor.



***



Öğretmenlik Kadroları, İBF Bölümlerinin Kadroları, Mühendislik Kadroları... sayılmayacak kadar her bölümde yüz binlerce öğrencilik yığılma var. Bu öğrencilerin nasıl kadro alacağı ve atamaların nasıl yapılacağı ise bilinmiyor.

Kısaca değerlendirmek gerekirse eğitim gördüğü okuldan mezun olan aday ''ya atanmayı unutacak, ya da durumun çözülmesi için bekleyecek.''



Okan BAYKAN