Önce hasta bakıcısının, sonra doktorun ondan sonra da tımarhanede bulunan gece vardiyasının tüm çalışanlarının tanıklık ettiği yaşanmış bir olayı sizlerle paylaşacağız.
      Hasta bakıcı, N.Ç. (36) anlatımlarına göre, gece vakti diğer gruplara nazaran biraz daha akli dengesi bozuk hastaların bulunduğu koridordan duvara sert bir cisim ile vuruluyormuş gibi sesler geliyordu. Hastaların kendilerine zarar vermemeleri için hızlıca aşağı kattaki koridora indim. Hastaların odalarının neredeyse hepsinde, sert bir cisimle duvarlara vuruluyormuş gibi sesler geliyordu. Hastalar da bu seslerin arasından iniltiye benzer sesler çıkarıyorlardı. Böylesi durumlarda, saldırmaları ihtimaline karşın doktora haber veririz. Hemen o gece nöbetçi olan doktor İ.S.(45)'nin yanına gittim. İ.S. kameradan ilgili koridordaki hastaların odalarını gözlemledi. Hangi hastanın odasını açtıysak, ellerini sırtından bağlamış, yüzün koyu yere uzanmış kıvrılıyordu. O koridordaki tüm hastalarda durum böyleydi. Hemen sakinleştiricileri alıp, doktor ile beraber koridora indik. Önce B.Ç. (27) isimli bayan hastanın yanına gittik. Kapıyı açtığımızda birden yerden kalkıp üzerimize fırladı, bir şeyden sanki çok korkmuş gibiydi. Doktor bey sakinleştirici iğneyi vurduğunda, direkt uykuya daldı. Hastanın sırtında, kırbaçlanmaya benzer izler vardı.Sırasıyla diğer 14 hastanın odasına girdik. Hepsinin sırtlarında kırbaçlanmaya benzer izler vardı. Ertesi gün, hastalar ile sakin bir konuşma yapmaya çalışsak da, krize benzer hareketler sergileyip, sağa sola saldırmaya başlıyorlardı. Hastaların kendilerini bu şekilde sırtlarından yaralamaları pek olası değildi, dışarıdan birinin hastalara işkence yapmış olma ihtimali üzerinde duruyorduk.

Olayın bundan sonrasını, doktor İ.S.'nin ağzından dinliyoruz.
      Ertesi gün hastalara, o gece ne oldu? Sırtınıza bunları nasıl yaptınız? Birisi mi yaptı? Gibi sorular soruyorduk. Bir noktaya sabit bir şekilde bakıp duruyorlardı. Davranışsal bozukluklar bu tip hastalarda sık gördüğümüz durumlardır ancak böylesine kitlesel bir durum ile 20 yıllık meslek hayatımda ilk defa karşılaşıyordum. Kamera kayıtlarına baktığımızda, hemen hemen tüm hastalar aynı vakitte, biranda yataklarından kalkıyor, bağırarak, yüz üstü yatıyorlardı. Sonra adeta işkence yapılır gibi acı çekiyorlarmış gibi sesler çıkarmaya başlıyorlardı. Gerçekten izah edemediğimiz zorlu bir kitlesel vaka ile karşı karşıyaydık. Ertesi gün o 14 hasta o koridordaki odalarına girmek istemediler. Odalarına sokmaya çalıştığımızda, korku dolu gözlerle etrafa bakıyorlardı. Biz de, hem psikolojileri daha kötüye gitmesin hem de durumu biraz sakinleştirmek adına o 14 hastanın 13'ünü üst kata taşıdık. Sadece iki gece önce gelen P.O(19) isimli genç bir bayan hasta, odasına girmeye yanaşmıştı. Daha doğrusu yanaşmıştı diyemeyiz, hiç tepki vermemişti. Geri kalan 13 hastayı, bir üst koridora taşıdık. O kattaki 13 hastayı da, bu koridora indiridik. Ertesi gece ben nöbetçi değildim, doktor R.F. (48) Bey nöbetçi olarak görev alıyordu.
    Ertesi gece yaşananlar Doktor R.F'yi hayrete düşürdü!
    N.Ç.'nin ertesi geceye dair anlatımlarına göre, saat gece üç gibi gene alt koridordan benzer sesler gelmeye başlamış. Koşarak alt koridora inen N.Ç., etrafta dolaşan gölgeler olduğunu görmüş, bundan sonra olayı, N.Ç.'nin ağızından dinliyoruz.

Gene dünküne benzer sesler duymaya başladım. Saat gecenin üçüydü, bu sefer dünden de çok korkmuştum çünkü sesler çok daha şiddetliydi. Öyle şiddetliymiş ki, benimle beraber o gece nöbetçi noktor R.F'de sesleri üçüncü kattan duymuş. Koşarak koridora indim, koridorda gölgeler geziyordu, karartı şeklinde gezinen şeylerden biri bana çarptı. O an yaşadığım ürpetiyi hala hissedebiliyorum. Yüz üstü yere kapaklandım, bir şeyin şiddetli bir şekilde sırtıma vurmaya başladığını hissettim. Kafamı kaldırdığımda, görünürde sadece siyah bir gölge vardı, ancak sırtım gerçekten çok acıyordu. Biraz sonra Doktor R.F.'nin seslerini duydum. Kalk kızım ne oluyor burada, bu gölgeler ne? Diyordu. Kalkacak takatim yoktu. Derken koridor o gece vardiyaya kalan A.S(26), P.L (36) ve D.G.(40) isimli çalışanlar ile doldu. Hepimiz o karartıları görmüştük. Biz daha ne olduğunu bile anlamadan koridorda, sağa sola kaçışırken, saat beş gibi sabah ezanı okunduğunda, bu sesler de gölgeler de gitmişti.
    Yaşanılan bu şok ve altı kişinin tanıklık ettiği olay sonrası, araştırma başlatılsa da, hiçbir somut netice elde edilememiş. Sonrasında, gene N.Ç.'nin anlatımlarıyla, hastaneye bir hoca getirilmiş, olayı artık dini boyutta değerlendirmek isteyen personel ve doktorlar, bu hocadan yardım istemiş. Hoca, birtakım şeyler yaptıktan sonra, yeni gelen P.O. isimli genç bayana üç harfli varlıkların musallat olduklarını belirtmiş. Kıza bir muska yazdıktan sonra, bu gece bir daha hiç yaşanmamış. P.O ise bu olayın üzerinden üç gün sonra iyileştiği belirtilerek taburcu edilmiş.