O Dağ yeniden Bayırbucak Türkmenlerini kontrolüne geçti. Esad ve askerlerine direnen Bayırbucak Türkmenleri kaybettikleri Kızıldağ'ı yeniden ele geçirdi. Böylece 2 gün önce düşen dağ yeniden alınmış oldu.

DHA'nın haberine göre Türk jetlerinin sınır ihlali yaptığı için Rus uçağını düşürmesi nedeniyle bölgedeki gerginlik devam ederken Türkmenler ile Esad birlikleri arasında güç savaşına dönen, Rus uçağının düşürüldüğü yer olan Kızıldağ tepesi yine el değiştirdi. 2 gün önce Rus birliklerinin havadan ve denizden desteğiyle Kızıldağ tepesinden Türkmenleri püskürten Esad güçlerine karşı dün akşam saatlerinde taarruza geçen Türkmenler, sabah saat 06.00 sıralarında bölgede hakimiyet sağladı. Esad güçleri Kızıldağ'ı terk ederken Türkmenler, kendilerine bomba yağdıran 2 tankı da ele geçirdi. 2. Sahil Tümen Komutanlığı'na bağlı birliklerinin gece boyu süren mücadelesi sonucu tekrar Türkmen cephesine geçen Kızıldağı bölgesinde Esad birliklerinin çekilmesine karşın bölge bölge çatışmalar devam ediyor.
 
Türkmen kadın ve çocukların yaşamını sürdürdüğü Yamadi çadır kampının üst bölgesindeki Çümerenek köyünün ise gece boyu vurulduğu bildirildi. Türk askeri yetkililer ise sınırın Türkmenler için açık olduğunu ancak ilk gelen 80 kişilik grubun dışında Türkiye'ye bir geçişin söz konusu olmadığını bildirdi.
 
Yayladağı İlçesi'nin Güveççi Mahallesi'nde kurulan çadır kentin alt yapı çalışmasının da devem ettiği en kısa zamanda tamamlanması için çaba gösterildiği bildirildi
 
KIZILDAĞ'IN ÖNEMİ NE
Türkiye'ye 5 kilometre mesafedeki Kızıldağ, bölgedeki en yüksek dağ olması nedeniyle stratejik önem taşıyor. Kızıldağ, Türkiye sınırına 500 metre mesafede bulunan bölgenin en doğu ucu olan Yamadı'ya kadar atış üstünlüğü sağlıyor. Rejim güçleri bu tepeyi tam olarak ele geçirirse Kızıldağ'dan Yamadı'ya kadar on Türkmen köyünü topçu atışıyla vurabilir.

MASADA YOKSAK BARIŞ OLMAZ
 
Öte yandan Türkmen temsilcileri Milliyet muhabirleri Bünyamin Aygün ve Mert İnan'a konuştu, çarpıcı sözler söyledi.
 
Rusya’nın havadan, Esad güçlerinin ise karadan bomba yağmuruna tuttuğu Türkmenlerin temsilcileri, Suriye’nin geleceği konusunda yapılacak görüşmelerde kendilerinin de olması gerektiğini belirterek “Türkmenler masada olmadan Suriye’de barıştan söz edilemez” uyarısında bulundu
 
Hatay’ın Reyhanlı ilçesi karışısındaki Suriye’nin Bayır Bucak bölgesinde yoğun çatışmalar yaşanırken Rus uçağının düşürülmesinin ardından siyasi tartışmalar da sürüyor. Suriye’deki Türkmenlerin temsilcileri ise Türkmenlerin olmadığı bir masada Suriye’de asla barıştan ve anlaşmadan söz edilemeyeceğini savunuyor. Türkmen Milli Hareket Partisi Genel Başkanı Dr. Muhammed Vecih Cuma, “Türkmenlerin olmadığı masada barıştan ve anlaşmadan söz edilemez” dedi. Suriye Türkmen Meclisi Başkanı Abdurrahman Mustafa da, “Suriye savaşı başladığından bugüne kadar her karış toprakta en asli unsurlardan biri olarak yer aldık. Kimse bizi yok sayamaz” dedi. Türkmenlerin lideri Mustafa ayrıca, aynı anda farklı cephelerde Esad, PYD ve IŞİD’le savaştıklarını anımsatarak “Bu üç terör örgütü ile aynı masaya oturmayız” ifadelerini kullandı. 
 
‘Türkmensiz olmaz’ 
Bayır Bucak bölgesinde Esad rejimi ve Rus bombardımanı karşısında yaşam mücadelesi veren Türkmenlerin liderlerinden Cuma, Rus uçağının düşürülmesi ve ardından yaşanan tartışmaları Milliyet’e değerlendirdi. Cuma, Suriye’de barışın sağlanması ve geçiş sürecinde Türkmenlerin varlığının yok sayılamayacağını vurguladı. Cuma şunları kaydetti: “Suriye ulusal koalisyonunda biz Suriyeli Türkmenler nasıl varsak yarın yine o masada olacağız. Türkmenler, Suriye’nin asıl unsurlarındandır. Suriye’de Türkmensiz, Türkiyesiz çözüm düşünülemez. Bizler Suriye savaşının başından beri aktif olarak siyasi ve askeri anlamda rol üstlendik, savaşın içinde olduk. Binlerce şehidimiz, binlerce yaralı, gazimiz ve binlerce kayıbımız var. Suriye’de Humusta, İdlib’te, Şam’da, Dera’da, Rakka’da, Halep’te aklınıza gelecek her bölgede Özgür Suriye Ordusu grupları içinde aktif olarak savaştık, savaşıyoruz. Bu savaşı yaparaken bize en büyük desteği Türkiye verdi. Bayır Bucak bölgesinde verilen mücadelede bunun bir örneğidir. Türkiye’nin bize verdiği destekle Bayır Bucak bölgesi dediğimiz Türkmendağı’nı canımız pahasına koruyoruz. Türkmenlerin olmadığı masada barıştan ve anlaşmadan söz edilemez.” 
Suriye Türkmen Meclisi Başkanı Abdurrahman Mustafa da bin yıldır yaşadıkları topraklarda zulme uğradıklarını özgürlük ve onur savaşı verirken kadın, çocuk, yaşlı olmak 30 binin üzerinde şehit verildiğini belirterek, “Türkmenler masada olmadan Suriye’de barıştan söz edilemez. Ata topraklarımızda varlık ve şahsiyet mücadelesi veriyoruz. Bu kutsal onur ve özgürlük mücadelemizdir. Suriye savaşı başladığından bugüne kadar her karış toprakta en asli unsurlardan biri olarak yer aldık. Kimse bizi yok sayamaz. On binlerce kayıbımız var, rejim  yoketmiş. Bize Türkiye’den başka sahip çıkan olmadı. Artık Suriye halkı adına başka ülkeler konuşuyor. Bizim adımıza tek müttefikimiz Türkiye Cumhuriyeti konuşacak. Suriye’de büyük bir mücadele veriyoruz, bizsiz barış olamaz” diye konuştu. Mustafa, şöyle devam etti:
PYD, Esad, IŞİD aynı 
“Bizim için Esad güçleri, IŞİD ve PYD, üç ayrı terör örgütü. Türkmen Meclisi olarak bu üç terör örgütü ile aynı masaya oturmayız. PYD militanları, halkımızı Tel Abyad ve Rakka’dan sürdü. Esad, IŞİD neyse PYD’de bizim için aynısı.. Suriye’de ölüm kalıp savaşı veriyoruz. Sadece Esad, Rusya ve İran’a karşı değil Azaz Bölgesi’nde IŞİD’a karşı da savaşıyoruz. Suriye’de Esad dönemi sona erdiğinde IŞİD tehditi de ortadan kalkar. Suriye halkı birlik olup terör örgütlerine karşı mücadele verir. 
 
Esad’sız çözüm
“Türkmenler Suriye’nin asli unsurudur. Hiç kimse; Türkmenleri, Suriye’nin geleceğinden ayıramaz. Suriye’nin toprak bütünlüğünü savunuyoruz. Herkesin demokratik ve eşit yurttaşlık haklarına sahip olmasını istiyoruz. Kültürel haklarımızın, legal örgütlenmemizin, sosyal ve siyasi haklarımızın Anayasal garanti altına alınmasını talep ediyoruz. Türkmenler yeni Suriye’nin inşasında mutlaka söz sahibi olacaktır. Türkmen Meclisi olarak Suriye halkıyla birlikte hareket ediyoruz. Kendi halkını öldüren Esad’la kesinlikle aynı masaya oturmayız. Türkmen Meclisi olarak Esad’sız bir çözümden yanayız. Cenevre ve Viyana görüşmelerinde muhalifler olarak, geçiş hükümeti kurulması, muhalefet ve rejim arasında ateşkes sağlanması, yeni Anayasa’nın hazırlanıp 18 ay sonra seçimlere gidilmesi konusunda mutabakata vardık.”
 
‘Nüfusumuz 3.5 milyondu’
Mustafa “Soydaşlarımız, Halep başta olmak üzere Humus, Bayır Bucak, Golan Tepeleri, Şam ve Rakka’da ikamet ediyordu. Ancak çatışmaların artmasıyla yer değişimleri oldu. Humus Türkleri’nin çoğunluğu Lübnan’a göç ederken, bir kısmı Türkiye’ye gitmeyi tercih etti. Birçok Türkmen Humus’un kuzey kırsalı ile Hama’nın güney kırsalına yerleşti. Avrupa’ya giden soydaşların yanı sıra Türkiye’ye göç eden 300 binin üzerinde Türkmen var. Sadece Osmaniye kampında 12 bin Türkmen, Yayladağ Kampı’nda 4 bin Türkmen kalıyor. Islahiye, Maraş ve Antep’e yerleşen çok sayıda soydaş bulunuyor. Binlerce insanımız da kendi imkanlarıyla başta İstanbul olmak üzere şehirlere dağılmış” dedi. 
 
‘Türkiye sayesinde’
Türkmen Meclisi Başkanı Abdurrahman Mustafa “Bayır Bucak düşerse, Suriye’de Türkmenleri’nin hakim olduğu bölge kalmayacak. Son yaşam alanımızı da yitirmiş olacağız. Toprak bizim için namus ve bizler sonuna kadar hayatta kalabilmek için savaşacağız. Anavatan Türkiye’nin desteği olmasa hayatta kalma şansımız yok” ifadelerini kullandı. 
 
Türkiye’ye geçiyorlar 
Yamadi köyündeki çadır kampta kalan 80 Türkmen de dün öğle saatlerinde sınırı aşarak Yayladağı İlçesi’ne geçiş yaptı. Yayladağı İlçe merkezine gelen Arap ve Türkmen Suriyeliler bombalı saldırı nedeniyle kaçanların Türkiye sınırına doğru geldiğini söyledi. Bazıları Türkçe bilmeyenler bölgeye hava saldırısının çok fazla olduğunu, daha çok gelen olabileceğini belirtirken, “Yağmur gibi bomba yağıyor” diye konuştu.