Başbakan Ahmet Davutoğlu Manisa'da 26 tesisi hizmete açtı. Manisa'da 26 tesisi hizmete açan Başbakan Ahmet Davutoğlu Manisa'da açıklamalarda bulundu.


Davutoğlu Karaman'da yaşanan ve tüm Türkiye'yi sarsan tecavüz olayıyla ilgili, "Karaman'da yaşanan olaydan haberiniz var. Biz bu caniye gereken cevabın verilmesi için bu davanın takipçisi olacağız. Hiçbir çocuğun herhangi bir caninin, sapığın elinde mağdur edilmesine razı olmayız. Aydınlatılmış bir konu kalmayacak. O cani söz veriyorum gün yüzü görmeyecek'" dedi.
 
İşte Davutoğlu'nun konuşmasından satırbaşları;

Manisalılar ak yürekli insanlar. Sizlerle gurur duyuyoruz. Feyz ve hikmet almaya geldik. 17 şehzade Manisa'da bulunmuş 7'si Osmanlı payitahtı İstanbul'a sultan olarak gitmiş. Bu başbakanlık emanetini 1 Kasım'da siz bize verdiniz, o emaneti sonuna kadar koruyacağız. Biz Manisa'ya gönülden bağlıyız. Manisa fidan şehirdir, devlet adamlarının yetiştiği şehirdir. İnşallah daha nice devlet adamları yetiştirecektir. Çağa mührünü vuracak nice yiğitler çıkacak inşallah. Benim 1,5 yıl içinde Manisa'ya Başbakan olarak dördüncü gelişim. Gelince de boş gelmeyiz, hayırlı bilgilerle geliriz. Yine hayırlı bilgilerle geldik. Bugün toplam 105 milyon 279 bin lira değerindeki yeni tesisleri ve yatırımları hizmete açmak için huzurundayız.
 
Bizim için bu ülkenin her köşesine hizmet mukaddestir. Siyasette bulunuşumuz milletimize hizmet içindir. Sizlerle elele vererek 14 yılda hem Türkiye'yi hem Manisa'yı nereden nereye taşıdığımızı en iyi sizler biliyorsunuz. Türkiye'nin büyümesinden, güçlenmesinden rahatsız olanlar bu yüzden güven ve istikrar ortamını hedef alıyorlar. Normalde ideolojileri bakımından birbirleriyle çatışmalı olan terör örgütleri Türkiye'yi hedef seçmiş durumda. Onlara karşı dimdik durarak bu ülke sahipsiz değil dedik, sahipsiz değil diyoruz. Eğer partilerin bu ülkeyi yönetme sorumluluğundan kaçtıkları dönemde biz her şartta göreve hazırız dedik. Milletimiz bu tavrımıza öyle bir güzel cevap verdi ki, 1 Kasım'da muhteşem bir demokrasi destanı yazdık. 
 
Kim gelirse gelsin, kimse bu aziz ülkeyi bir daha kendi gündemine esir edemeyecek. 1 Kasım'da milletimiz AK Parti'nin üstüne düşeni yaptığını gördü. Görevden kaçanları da gördü. Emaneti bir kere daha AK Parti kadrolarına verdi. Bugün çok yönlü terör dalgasına karşı kararlılıkla mücadele ediyoruz. Kan dökerek, kitleleri hedef alarak Türkiye'ye zarar vermeye çalışıyorlar. Biz Türkiye'ye asla diz çöktürmeyeceksiniz diyerek kararlılıkla mücadele ediyoruz. DEAŞ'a, DHKP/C'ye mücadele talimatı verdiğimizde açık hedef gösterdik; bu aziz ülkenin her yeri teröristlerden temizleninceye kadar bir an bile durmayacağız. Bu milletimize taahhüdümüzdür. Sabrımızı ve kararlılığımızı test etmeye kalktılar. Bu ülkenin her bir taşını son nefesine kadar korumaya kararlıyız. 
 
Milletimizle kucaklaşmak, terörle verdiği mücadeleye destek olmak için hafta sonu oraları ziyaret ediyorum. Mardin'de, Van'da milletimizle buluştuk. Aziz Manisalılar onların selamlarını, kardeşlik duygularını efelere, zeybeklere getirdim. İşte AK Parti farkı bu. Silopi yangın içindeyken biz oradaydık. Van'da, Bingöl'deydik, şimdi de Manisa'dayız. Ülkemizin her köşesine gidecek bu dayanışmayı mutlaka vereceğiz. Biz bu memleketin çimentosuyuz, temeliyiz, temel direkleriyiz. Her köşede varız ve kardeşlik türkülerini biz seslendireceğiz. Siyasetten medyaya birçok alanda aynı duyarlılığı gösteren bazı kesimlerden maalesef bu desteği göremiyoruz. 
 
Aksine terörün işine yarayacak, kanlı yüzünü örtbas edecek tutum gösteriyorlar. Çevremizde kaos var, istikrarsızlık var, işgal var, iç savaş var. İçeride çok önemli operasyonlar yürütüyoruz. Maalesef dayanışma göstermesi gereken muhalefet bu gerçeği görmek istemiyor. Bu mücadeleye destek değil, köstek oluyorlar. Ana muhalefet partisinin görevi teröristin kirli propagandasına çanak tutmak mı, bu milletin terörle mücadeleye destek vermek mi? Sayın Kılıçdaroğlu'nun cevap vermesini istiyorum. Teröristlerin safında mısınız, milletimizin yanında mısınız? İşte biz milletimizin yanındayız. 

Dün kahraman bir şehidimizin kahraman babasını aradım. Cenaze namazını kendi kıldırdı. Buradan Çorumlu yiğit aileye tazimlerimi sunuyorum. Uğruna şehit verdiği evladının cenaze namazını kılan yiğitlere bu vatan emanettir ve ilelebet istiklalini koruyacaktır. O mubarek hocamızı, bütün şehit babaları adına hürmetle kucaklıyorum. Şehit annelerini, şehit eşlerini buradan saygıyla muhabbetle selamlıyorum. Bütün şehit yetimlerinin başlarına okşuyorum, kendi evlatlarımız gibi gönüllerimizde onları aziz bir evlat olarak saklıyoruz. Onların mağdur olmasına izin vermeyeceğiz. Arkamızda kahraman millet varken, korkmadık, kormuyoruz, korkmayacağız, yılmadık, yılmıyoruz, yılmayacağız. Ayaktaydık, ayaktaydık, ayakta olacağız. 
 
Yiğitler, efeler, zeybekler dir duruyoruz, dik durduk, dik duracağız Allah'ın izniyle. Bu ülkenin insanları teröre inat umutla geleceğe yürüyeceğini haykırıyor. CHP ne yapıyor? Ülkesini dünyaya şikayet ediyor. Seçilmişlerin meşruiyetini tartışmaya açmaya çalışıyor. 1 Kasım'da gittik, millet sana da baktı, bize de baktı ve bizi seçti. Selam olsun o millete. CHP'nin başına geldiğinden beri üç beş ezberle kulağına üflenen üç beş sufle ile siyaset yapıyor sayın Kılıçdaroğlu. Bu millet yüzde 52 ile Cumhurbaşkanını seçti. Bunu tartışmak Kılıçdaroğlu'nun hakkı da değildir gücü de yetmez. Kılıçdaroğlu'nun bunu tartışmaya dahi hakkı yok. Kendisine güvenseydi çıkıp aday olsaydı, olamaz. Çünkü siyasi kariyeri başarısızlıklarla doludur. 
 
Biz meydanlara çıktık. Biz size güveniyoruz, gücümüzü sizden alıyoruz. Eğer meşruiyeti tartışılacak birisi varsa her seçimi kaybeden sayın Kılıçdaroğlu'dur. Kendisi genel başkanlığı süresince adeta bir seçim yenilgileri kariyeri yaptı. Kalkmış daha Kasım ayında yüzde 49,5 oyla milletin güvenoyunu almış bir partinin iktidarını tartışıyor. 1 Kasım öncesinde bu milletin huzuruna Başbakan olarak çıktım, 1 Kasım'dan sonra yine o makamın şerefini yaşıyorum. Sayın Kılıçdaroğlu sen bugün söylediğin lafları o meydanlarda da söylüyordun. Millet sana görev vermedi. Millet uzlaşın der sen görevden kaçarsın, millet yeni anayasa yapın der sen yine kaçarsın. Gel Meclis'te ne kadar dokunulmazlık varsa kaldıralım diyoruz, yine yan yollara kaçıyorsun. Biz Türkiye'yi terörden temizleyeceğiz, bizim kimseye ihtiyacımız yok. 
 
Teröristlerin taziye çadırlarına gidenler, kalaşnikoflu fotoğrafların yanında konuşanlar millet eliyle siyaset sahnesinden silinip gidecek. Hepiniz izlediniz artık Diyarbakırlı, Hakkarili, Şırnaklı kardeşim bu katillere, eşkıyalara, teröristlere karşı sesini yükseltiyor. Silopi'de, Van'da, Bingöl'de gördüğüm manzara bunun işaretiydi. Terör örgütünün maşası haline gelen bazı milletvekillerine doğudaki vatandaşımız hesap sorup, isyan ediyordu. Nevruz'u şiddete davetiye çıkarmak için kullanmak istediler. Milletimiz bu çağrılara itibar etmedi, kendileri çalıp, kendileri oynadı. Düşün Kürtlerin yakasından, düşün Türklerin yakasından, düşün bu milletin yakasından. Biz sünni, alevi, Türk, kürt tek bir vatanız, tek bir vatanız, tek bir bayrağız, tek bir devletiz. 
 
Canını ortaya koyarak teröristle mücadele eden askerimize, polisimize yapılan iftiraları bu millet affetmeyecektir. Bu millet hiçbir zaman esaret yaşamadı. Bu milleti kim esir alabileceğini düşünüyorsa yanılgı içerisinde. Bu kirli oyunlara ne biz ne de milletimiz izin verir. Yedi düvele teslim olmamış bir milletin iradesini dünyanın bütün terör örgütleri birleşse asla esir alamaz. Bu ülkenin son 14 yılda ettiği kazanımların yok edilmesine asla izin vermeyeceğiz. Terörü bu ülkeden tamamen temizleyene kadar mücadelemiz asla sona ermeyecek. Bu kirli oyunları demokrasi, kardeşlik, adaletle aşacağız. Kim bu ülkeye yanlış yapmışsa, bedelini öder, onlara bu bedelini mutlaka ödeteceğiz. 
 
Bazı milletvekillerin teröre destek veren söylem ve üslupları hepimizin vicdanlarını yaralamıştır. Sizin hissiyatınıza tercüman olarak hazırlanan fezlekelerin gündeme alınmasını kararlaştırdık. CHP ve HDP mecliste bekleyen tüm fezlekeleri gündeme alalım dediler. Biz madem ki onlar meydan okudu, biz de hodri meydan dedik, hodri meydan, hodri meydan. Meclis'e sevkedilen bütün fezlekeleri görüşelim diyerek partilere çağrıda bulunduk. Bu kez de tüm milletvekillerin dokunulmazlığını kaldıralım istediler. Açık söylüyorum, ipe un serdiler. Biz siyaset kurumunu, siyasetçiyi zayıflatacak bir teşebbüs içinde yer almamız, dokunulmazlığı tamamen kaldırmamız mümkün değildir. 
 
Terör destekçilerini yargıdan kaçırmayı izah edemeyecekleri için böyle bir teklifte bulunuyorlar. Buradan tekrar çağrıda bulunuyorum; gelin teröre destek veren milletvekillerin dokunulmazlık zırhını kaldıralım. Bütün fezlekelerle ilgili dokunulmazlıklar kalkacak, herkes yargı önünde hesap verecek. 
 
Karaman’da yaşanan olaydan haberiniz var. Biz bu cani sapığın hak ceza ne yazık ki kanunlarımızda yok ama biz en ağır cezanın verilmesi için takipçisi olacağız. Vicdanımızı yaralayan çocuk istismarı konusunda tek bir aydınlatılmamış nokta kalmayacak. Bir sapık üzerinden siyasi rant devşirmeye çalışanlar var. Paralel yapının öncülüğünde bir algı operasyonu yapılıyor. Biz Ensar Vakfı’nın insanlığa ve ülkemize hizmet ettiğine şahitlik ediyoruz. O cani söz veriyorum gün yüzü görmeyecek'
 
Hükümetimiz kuralı henüz 4 ay olmuşken vaat ve reformların birçoğunu hayata geçirdik. Şimdi rahatlıkla söylüyorum o gün Manisa'da verdiğimiz vaatlerin yüzde yüzünü 3 ay içinde yerine getirdik. Reformlarımızın yüzde 65'ini yerine getirdik. Meclis tatile girmemiş olsaydı reformlarımızın tamamını gerçekleştirmiş olacaktık. Bu kısa zaman içerisinde asgari ücreti bin 300 liraya çıkardık. Emeklilere yılda bin 200 Türk Lirası zam yaptık. Esnafa faizsiz kredi uygulamasını yaptık. Yemde ve gübrede KDV'yi kaldırdık. Muhtarlarımızın maaşlarını yükselttik. Lisans öğrencilerimizin bursunu 430 liraya çıkardık. Öğrencilerimizin pasaport harçları kaldırıldı. Gençlere 50 bin TL karşılıksız destek verdik. Gençlerimize 100 bin TL kredi verdik. İlk kez işe giren gençlerimizin ücretini 1 yıl boyunca biz ödüyoruz. İş kuran gençlerimize 3 yıl gelir vergisi muafiyeti getirdik. Doğuma bağımlı olarak ilk çocukta 2 ay, ikinci çocukta 4 ay, üçüncü ve üzerinde 6 ay çalışma hakkını tamamladık. 
vatan
Editör: TE Bilisim