Başbakan Ahmet Davutoğlu, tamamen yeniden yapılacak olan Sur'un görüntülerini paylaştı. İşte Davutoğlu'un Sur hakkındaki o planları.
Başbakan Ahmet Davutoğlu,"Allah şahit olsun, millet şahit olsun, tarih şahit olsun hiçbir zaman hiçbir vatandaşımızı bunların insafına terk etmeyecek, yalnız bırakmayacağız. Bunu yüreğimden gelerek, yürek diyarı Sur'da zikrediyorum ve aynı şekilde hiçbir vatandaşımızın mağdur olmasına da izin vermeyeceğiz." dedi.

Davutoğlu, tarihi Hasan Paşa Hanı'nda düzenlenen "Sur Buluşması"nda yaptığı konuşmada, 2005'te Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakanlığı döneminde Diyarbakır'da yaptığı konuşmaya atıfta bulunarak, kendilerinin o konuşmadan bu yana hep bütünleştirmeye, birleştirmeye çalıştıklarını, birilerinin ise hep parçalamaya çabaladığını ifade etti.

Başbakan Davutoğlu, 7 Haziran seçimleri sonrasında ortaya çıkan siyasi tablo dolayısıyla ülkenin kaosa, krize düşeceğini hesap eden bölücü terör örgütü ve hain odakların içeride ve dışarıda harekete geçtiklerine dikkati çekerek, "Silahlı isyan çağrısında bulundular. Daha önce 6-7 Ekim olaylarında olduğu gibi şehirlerimizi tarumar etmek için bütün güçleriyle harekete geçtiler ve zannetiler ki onlar bu memleketi bir araya getiren, bu yüreği bütünleştiren ana değerleri parçalayabilecekler. 23 Temmuz'da hepinizin bildiği gibi huzur ve demokrasi güvenlik operasyonlarını başlatmak zorunda kaldık. Onlar yakmaya, yıkmaya tahrip etmeye çalışırken biz kamu düzenini inşa etmeye, her yerde barışı, huzuru hakim kılmaya çalıştık." diye konuştu.

- "İki hususta yanıldılar"

Çözüm Süreci ile bütün tıkanıklıkları aşmaya, bütün yolları, bütün engelleri aşarak bir birlik yoluna çıkmaya çalıştıklarını ifade eden Davutoğlu, "Onlar, verdikleri, yaptıkları bütün eylemlerle yeni barikatlarla şehirlerimizi, ilçelerimizi, Sur'umuzu parçalamaya çalıştılar. Çukurlar kazdılar, barikatlar kurdular, el yapımı bombalarla insanların günlerini, gecelerini kararttılar ve zannettiler ki bu devlet acizdir ve onlarla mücadele etme cesareti ve kararlılığı göstermeyecektir ve zannetiler ki bölge halkı onların yanında yer alacak. Bu iki hususta da yanıldılar ve yanılacaklar." değerlendirmesinde bulundu.

Davutoğlu, tahriklere, provokasyonlara karşı dimdik durdukları için Diyarbakırlılara teşekkür etti.

"Devletimizin şefkat gücünü de, şefkat elini de, kudret elini de birlikte kullandık, kullanacağız." diyen Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Devletimiz dediğimizde aziz Diyarbekirliler, bu sizin devletiniz, bu 78 milyonun devleti, hiç kimse bu devlete tek başına malik değildir ve hiç kimse bu devletin vatandaşlarının herhangi bir kesimini ayırma, dışlama hakkına da sahip değildir. Hep beraber kamu düzeni derken, hepimizin düzeninden bahsediyoruz, hepimizin huzurundan bahsediyoruz. Biz bütün bu hesapları bozma amacıyla en kararlı bir şekilde terörün üstüne gittik. Terörle mücadelede hiçbir tereddüt göstermedik ve bir kez daha Diyarbekir'den ilan ediyorum, Sur'un bütün sokakları gibi, Cizre'nin, Silopi'nin bütün sokakları gibi, Diyarbekir'in bütün sokakları, Mardin'in, Bingöl'ün, Van'ın, Bitlis'in, bütün güzel şehirlerimizin tüm sokakları, bu güzel mekanların, bu güzel ülkelerin dağları, ovaları, vadileri huzur ve sükun bulana kadar da gece, gündüz uyumayacağız, terörle mücadeleye devam edeceğiz. Bir tarafta bu kararlılığımız varken, bir tarafta devletimizin kudret eli varken emin olunuz ki, şefkat elimizle de bütün halkımızın yanında olacağız, ellerini tutacağız, gözlerine bakacağız, yüreğimizi yüreklerine değdirip, 'Bu yürekleri kimse parçalamayacak' diye haykıracağız."

Terörle mücadele devam ederken, 2 ay önce Mardin'de açıkladığı, Huzur, Demokrasi Eylem Planı ile yaraları sarmak, şehirleri, ilçeleri tekrar inşa etmek ve vatandaşlara her an yanlarında olduklarını göstermek için harekete geçtiklerini vurgulayan Davutoğlu, "Ankara'da geniş kapsamlı eylem planları hazırladık. Bakan arkadaşlarımız alanda, gece, gündüz bölge halkıyla birlikte oldu. Ben de söz vermiştim, demiştim ki 'Bundan sonra her cuma, Doğu'da, Güneydoğu'da bir ilde olacağım. Her hafta bir doğuda, bir batıda olacağım.' Hamdolsun gücümüz yettikçe, bunun gereğini yaptım. Mardin'de, Bingöl'de, Silopi'de, Van'daydım, İzmir'deydim, Manisa'daydım. Bugün, Allah'a hamdolsun diyarların en mübareği Diyarbekir'deyim." ifadelerini kullandı.

 "Türkiye 90'ların Türkiyesi değil"

Terörün getirdiği ızdırapları yaşayan Silopi'de de, halkla yan yana geldiklerini aktaran Davutoğlu, Diyarbakır ve Silopi'de yaşadığı iki anısını şöyle anlattı:

"Birisi, Kurban Bayramı'nda Ulu Cami'de, Mehdi Bey arkadaşlar hatırlayacak, yanımda ihtiyar bir Diyarbekir beyefendisi vardı, elimi tuttu, dualar etti, 'Bizi yalnız bırakmadığınız için Allah razı olsun, bizi yalnız bırakmayın' dedi. Silopi'de de yine cuma namazında 90 yaşını muhtemelen aşkın bir dedemiz, eline sarılıp öpmeye çalıştığımda dualar etti, 'Bizi bırakmayın, bizi terk etmeyin' dedi. Allah şahit olsun, millet şahit olsun, tarih şahit olsun hiçbir zaman, hiçbir vatandaşımızı bunların insafına terk etmeyecek, yalnız bırakmayacağız. Bunu yüreğimden gelerek, yürek diyarı Sur'da zikrediyorum ve aynı şekilde hiçbir vatandaşımızın mağdur olmasına da izin vermeyeceğiz.

Türkiye 90'ların Türkiyesi değil, 80'lerin Türkiyesi değil, daha önceki dönemlerin Türkiyesi değil. Türkiye'de milletin her kesiminin verdiği oylarla Cumhuriyet tarihinin en yüksek seçmen sayısına, yüzde 49,5 oyla gelmiş bir iktidar var. Biz bu anlamda, bize oy versin, vermesin her vatandaşımızı hem temsil ediyor hem hakkını korumaya kararlı bir şekilde yolumuza devam ediyoruz."

Davutoğlu, geçen hafta Manisa'da olduğunu, vatandaşların orada kendilerine gösterdiği muhabbeti ve heyecanı Diyarbakır'da da yaşadığını söyledi.

Birilerinin buna karşı sükutu hayal yaşadığını ifade eden Davutoğlu, "Onlar, sokağa çıkın, yürüyün Sur'a doğru' dediklerinde çok az Diyarbakırlı onların çağrısına ses vermişti. Ama Rabbim gelin, aynı Ulu Cami'de, aynı güzel mekanda saflarla, aynı kıbleye dönün dediğinde Diyarbekirli bütün aşkıyla koşar gelir." diye konuştu.

Davutoğlu, güçlü bir mesajla ağırlandıklarını belirterek, "Biz de emin olun ki elimizdeki bütün imkanlarla gereğini her zaman yapacak, her zaman Diyarbekir'de olacağız." dedi.

İŞTE YENİ SUR PROJESİ


İŞTE DİYARBAKIR'DA YAPILACAKLAR

"Silopi'nin ihtiyacı Sur'dan farklı. Cizre'nin  ihtiyacı Silopi'den farklı. Her birisi için ayrı ayrı çalışıyoruz. Amacımız çok  açıktır. İnsanı, mekanı korumak, zamanın dokusuna uygun bir şekilde hayatı  normalleştirmek. En iyi şartları vatandaşlarımıza sağlamak. İnsanı korumayan  hiçbir plan, insana hitap etmeyen hiçbir proje hayatta karşılığını bulamaz.  Tarihte de yer alamaz."

"Diyarbekirlilerin ve Sur'da yaşayan  vatandaşlarımızın rızası hilafına tek bir adım atılmayacaktır. Her şeyi sizlerle  konuşarak, sizlerle birlikte yapacağız. İstişare ederek, konuşarak yapacağız ama  Sur’u da bu haliyle, teröristlerin yıktığı bu haliyle bırakmayacağız. En güzel  şekilde inşa edeceğiz, yangın yerinde Allah'ın izniyle gül yetiştireceğiz."

"Hiç kimse tereddüt etmesin, burada mülkü olanlar  ellerindeki imkanlarıyla neler yapabileceklerse mimari planlama içinde yapma  hakkına sahip olacaklar. Kirada olanlar kira öder gibi, mülk sahibi olacak gibi  düzenleme yapıyoruz. Kötü kentleşme esnasında gelip buralarda çok kötü şartlarda  evlerde yaşayan vatandaşlarımız kesinlikle mağdur edilmeyecek. Gecekondu, işgalci  gibi konumda olanlar dahi her biri en iyi şartlarda, çağdaş ev imkanlarına sahip  olacaklar."

"UNESCO Kültürel Mirası çerçevesinde Diyarbakır  surları korunacak. Her bir burç, tarihi özelliğine göre kültürel bir alan haline  dönüşecek. Hevsel Bahçelerini hem koruyacağız hem de tanınır, bilinir kılacağız.  Hevsel Bahçelerini doğanın en güzel örneklerinden biri olarak insanlığın  hizmetine, ziyaretine açık hale getireceğiz."

"Ulu Cami ve civarını, Hasan Paşa da dahil olmak  üzere, binlerce Diyarbekirlinin buluştuğu meydanı da bir inanç turizmi alanı  olarak herkesin ziyaretine açık halde muhafaza edeceğiz. Ulu Cami'yi gözümüzün  nuru gibi koruyacağız."

"Bilinsin ki bundan sonra hiç kimse, hiçbir  Diyarbekirlinin evine gelip de 'kapını bundan sonra açık tutacaksın, ben  istediğim zaman girebilirim' diyemeyecek."

"Her ne suretle olursa olsun teröre karşı mücadele  kararlılıkla sürdürülecek ve Diyarbekir'in her bir sokağı, Sur'un her bir evi  huzur ve güvene kavuşuncaya, kamu düzeni ihya edilinceye kadar bir an bile  durmayacağız."

"Diyarbekir'in kapanan iş yerleri, duran ekonomik  hayatı tekrar canlandırılacak. Bu olaylar dolayısıyla maalesef 26 otel kapanmak  zorunda kaldı, birçok esnaf dükkanını kapatmak durumunda kaldı. Bunların hepsinin  tek tek açılmasına bizzat destek olacağız."

"İçkale ve Hazreti Süleyman civarını aynı şekilde  koruyacağız. İnanç turizminin ikinci ayağı ve kilisesiyle, camisiyle, İçkale'nin  içindeki tarihi eserleriyle birlikte örnek bir tarihi mekan olarak, tamamıyla  Diyarbakır tarihi eserlerinin dokusuna uygun olarak yeniden inşa edeceğiz."

Gazi Caddesi ile ilgili özel  bir plan uygulayacağız. Gazi Caddesi üzerindeki bütün binalar dış cepheleri  itibarıyla Diyarbakır'ın mimarisine uygun bir şekilde restore edilecek. Sokak  sağlıklaştırması şeklinde binalar tek tek ele alınacak."
Editör: TE Bilisim